Gerçek anlamda evimiz olmasa da verdiği his düşünüldüğünde evimizi aratmayan Rehabilitasyon Merkezimizin kapılarını sizler için açtık ve içeride hiçbir karşılık beklemeden, büyük bir özveri ve dayanışma ile çalışan çılgın gönüllülerimizle sohbet ettik. Sizlere biraz olsun kendimizi anlatmak istedik. “Başka işin yok mu evladım?” , “Yine mi oraya gidiyorsun?”, “Ayy ben gelemem görünce çok üzülüyorum”, “Köpekten çok korkarım!!” gibi karşılaştığımız tepkiler sebebiyle, kendimizi daha çok ifade etmemiz gerektiğini fark ettik. Ve başlıyoruz…
Ne güzeldir ki ekibimiz kalabalık ve ne kötüdür ki hepsine burada yer veremedik. Ancak sırayla hepsine söz vereceğiz 🙂
+Ben: “Hepiniz çeşitli mesleklerin mensuplarısınız. Bunca iş güç arasında Hayvan Kurtarma Derneği Rehabilitasyon Merkezinde barınan köpeklere nasıl zaman ayırabiliyorsunuz? Motivasyonunuz neler?
– Salih: “Bizim (insanlar) tarafımızdan zarar verilen, yaralanan, sakat bırakılan, hor görülen, evden atılan bu güzel canların, bütün bunlara rağmen halen bizi gördüklerinde üzerimize atlamalarına, yalamalarına, bizimle oyun oynamak için yarışmalarına hayranım.”
–Burcu: “Motivasyonum tabi ki koca göbüşleri ve minnak ıslak burunları. Karşılıksız verdikleri sevgi bir çok şeyi ertelemeye değer bence:)”
– Nazan: “Daha sık gelmek istesem de ben haftasonu çoğunlukla çalışıyorum. Çok nadir gelebiliyorum. Ancak çoğunlukla aklım orada oluyor. Hepsini ayrı ayrı sevsem de candostum olan Güçlü’yü ayrı bir özlüyorum. Onu sadece sevimli olduğu için sevmiyorum aynı zamanda yaşama tutunma azmine de hayranlık duyuyorum.”
– Buğrahan: “RM’ye istediğim kadar vakit ayıramıyorum esasen. Bundan muzdaribim. Ancak RM’yi zihinsel olarak dinlendirici ve eğlenceli bir hafta sonu aktivitesi olarak görüyorum. En önemli motivasyonum bu.”
+Ben: “Geldiğinizde zaman zaman ağır işler yapıyor, köpek gezdirmek için kilometrelerce yol yürüyorsunuz. Haftasonunuzda dinlenmek için ilginç bir yöntem değil mi?”
–Burcu: “Ben spor yapmaya üşenen biriyim hatta baya baya üşenirim, Midas’ımın çekme kuvvetiyle kol kaslarımda müthiş bir artış var valla. Çakıl atma olayı ise boyumdan büyük kürekle çalıştım daha iyi spor mu olur ayrıca kalbinin tatmin olması bütün dinlenmelere değer bence.”
–Buğrahan: “Fiziksel dinlenme için tamamen yanlış bir aktivite 🙂 Ancak önemli olan yardımcı ve faydalı olmanın, sevgiye doymanın verdiği zihinsel ve ruhsal dinlenme.”
–Salih: “Haftanın bütün stresini canlar sayesinde atıyorum. Zihinsel olarak dinlenebilmek yetiyor.”
–Nazan: “Sağlık sorunlarım nedeniyle ağır iş yapmıyorum. Sadece çocukları gezdiriyorum. Bu da bana ağır gelmiyor çünkü hepsinin türlü türlü huyları ve şirinlikleri var. Onları gezdirirken sadece onlara odaklanıyorum. Hatta zihnimi boşaltıyorum diyebilirim. Onları gezdirip de tepede dinlenmek için otların üzerine oturduğumuz anlar tam bir dinginlik anı oluyor. Bu çok güzel bir duygu.”
+Ben: “RMde yaşadığınız en ilginç anlardan birini paylaşır mısınız?”
–Buğrahan: “En ilginç an değil belki ama benim açımdan en önemli an, Kutu’yu gezdirmek için ilk aldığımda Kutu’nun bacaklarıma yaslanıp kendini sevdirmesi oldu. Çünkü, esasen büyük köpeklerden çekinen biriydim. Kutu sayesinde şimdi büyük, küçük, sokak köpeği vs. fark etmeden her köpekle daha rahat ilişki kuruyorum.”
-Nazan: “Gezdirirken aniden çekip düşürebilir korkusuyla küçük köpekleri gezdirmeyi tercih ediyordum. ( Evdeki goldenımdan deneyimliyim) Biraz da özellikle kangallardan çekiniyordum huylarını bilmediğim için. Kim hatırlamıyorum ama biri bir kangal olan Ateş’i gezdirmemi önerdi ve elime tasmasını verdi. Zorlanacağımı sanmıştım ancak o çok sakin ve harika bir köpek, birlikte çok güzel bir uyum yakaladık. Sanki kalplerimiz birbiriyle konuşuyor gibi hissettim. Çok güzel bir deneyimdi. Onunsayesinde Kangallar hakkında netten çok araştırma yaptım. Mizaçlarını öğrendim ve hayran kaldım. Şimdi Kangallar benim özel top on listemde zirveyi goldenlar ile paylaşıyorlar :)”
-Burcu: “2 hafta önce yine RM ye geldim normalde direk Midas’ı gezdirirdim. Bu sefer biraz beklesin önce iş yapayım dedim. 1- 2 saat uğraştım bir şeylerle daha sonra Midas’ın kafesine doğru ilerlemeye başladım bir baktım, Midas yok!! 5-10 metre ilerde kendi kendine takılıyor bir şeyler arıyor. Bi baktım çıktığı deliğe güdük bile zorlanır!:) Sonra dikkatini çekmek için hoplayıp zıplamaya başladım hayat maximumda misali (sağır olduğundan duyamıyor koca sıpa) beni gördü.. Görmez olaydı.. Koşup kucağıma atladığında bir dogoyu kucaklayacak gücüm olduğunu keşfettim, sonrada bir dogonun birini yere yatırıp diliyle kese atma özelliğinin olduğunu keşfettim. Belim hala sakat ama çocuğumun bana duyduğu sevgi paha biçilemez:)”
-Salih:“Normalde dışarıda görsem, yaklaşmakta tereddüt edebileceğim Kaplan gibi iri bir Kangalın, arkamdan ağlayarak kendini sevmemi istemesine çok şaşırmıştım.”
+Ben: “Gönüllülerin sadece patililerle değil birbirleriyle ilişkisi de önemli bir unsur. Yeni gelecekler için bir ipucu olsun. Nasıl bir ortam onları bekliyor?”
–Nazan: “Her şeyden önce hangi koşulda olursa olsunlar hem Zekiye hanım ve Fahir bey, hem de diğer bütün gönüllüler çok pozitif ve güler yüzlüler. Tüm gönüllülerle hemen içten ve sıcak bir iletişim içine girebiliyorsunuz. Birlikte hoş vakit geçirebiliyorsunuz. Ortak bir amaç için birlikte hareket edebiliyorsunuz. Gelmeyi düşünenlere şunu söyleyebilirim. Orası hem insanı ve hayvanıyla sevgi dolu bir yer. ”
–Burcu: “Benim RM’de en sevdiğim şey kimsenin egosu yok, oraya gelindiğinde herkes tek bir amaç için geliyor ve birleşiyor. Zaten insanların bu kadar severek gelmesinin bir sebebi de bu olsa gerek. Gelenleri bekleyen şeyler mi;
*bolca meraklı ıslak burun
*masanın üstünde yemek varsa bolca sahte gözyaşı ve kendini acındırma:)
*Fahir abının hiç olmayan zamanlarda şipşak foto çekimleri
*asıl onları bekleyen şeye gelirsek ,karşılıksız insanı güçlendiren kalbini tıka basa doyuran kocaman bir sevgi seli.
–Buğrahan: “Birbirinizi ilk defa görüyor olsanız da sanki yıllardır arkadaşmışsınız gibi muhabbet edebiliyor olmanız çok güzel. Bunun yanında, belki de en önemlisi birbirine yardım etmek için çırpınan bunca insanı aynı yerde görmek farklı bir mutluluk.”
–Salih: “Canlar için bir araya gelen dostluk kulübü!”
+Ben: “Zekiye-Fahir Köklü çiftini 3 kelimeyle tanımlar mısınız?”
–Buğrahan: “Fedakar, eksantrik, mücadeleci”
–Burcu: “Kırmızı, sakal, süper kahramanlarım”
–Salih: “Burada Zekiye-Fahir Köklü çifti yerine, kendileri ile tanıştıktan sonra kendim hakkında öğrendiğim bir gerçeği vurgulamak istiyorum “Ben hayvansever değilmişim””
–Nazan: “İnsan olmanın sırrını çözmüş bir çift diyebilirim.”
+Ben: “Son mesajlarınızı alalım:)”
–Salih: “Barınağa gidebilmek için her hafta sonunu iple çekiyorum, gidemediğim hafta sonları ise aklım orada.”
–Burcu: “Gelsenize burası çok güzel:) Gelirseniz ruhunuz büyür kocaman olur ve o kadar büyük bir sevgiyle karşılaşınca sizde taşmasın diye başka başka insanların kalplerini doldurursunuz.
Aa bu arada Midas’ın sağır olduğunu söylemiş miydim? Ve şuan sağır köpekler hakkında bilmediğim şey kalmadı. İşaret diliyle anlaşmaya başladık bile. Bahsettiğim tam da bu işte! Gelin ve neler yapabileceğinizi görün ve mutlu olun:)
–Nazan: “Zekiye hanımın da dediği gibi “Bir gelin görün”.”
–Buğrahan: “Tüm canlılarla kurulan gönül ilişkisi, herhangi bir zorlama olmadan insanların birbirine ve patililere yardımcı olması büyük mutluluk. Bu mutluluğu en ileri noktada tadabileceğiniz yerlerden biri de Hayvan Kurtarma Derneği Rehabilitasyon Merkezi.”
Gönüllülerimize ve bizimle tanışmak için zaman ayırıp bu yazıyı okuyanlara teşekkür ediyoruz. Röportajlarımız devam edecek:)