Yaklaşık bir ay önce başladığımız “Artık tanışma zamanı geldi!” röportaj serimize devam ediyoruz. Bu ay konuklarımız Güneş, Nilay ve Duygu olacak, sizlere bizim dünyamızı anlatacaklar. Başlayalım o zaman:
+Ben: Hepiniz çeşitli mesleklerin mensuplarısınız. Bunca iş güç arasında Hayvan Kurtarma Derneği Rehabilitasyon Merkezinde barınan köpeklere nasıl zaman ayırabiliyorsunuz? Motivasyonunuz neler?
–Duygu: RM’de barınan minnoşlara işten geç çıkmam, kış şartları, yaz şartları, uzaklık sebebiyle sadece hafta sonları ve tatillerde zaman ayırabiliyorum. Çoğunlukla Cumartesi günlerim onlara ait ama özel durumlarda iki gün üst üste gittiğimde oluyor tabii. Aslında ilk başlarda hayvanları seviyorum ne yapabilirim diye gidiyordum. Her hafta gidebileceğimden bile emin değildim. Sonra mutlu olduğumu, alıştığımı, özlemeye başladığımı, hafta sonlarını beklediğimi, benim onlara iyi geldiğimden daha fazla onların bana iyi geldiğini fark ettim. Her insanın rahatlama yöntemi farklı tabii kimi kitap okuyarak, kimi alışveriş yaparak, kimi arkadaşıyla sohbet ederek rahatlar. Benim de rahatlama yöntemim bu ve tek taraflı değil. Siz kendinizi rahatlatırken onlarında rahatladığını bide üstüne karşılıklı mutlu olduğunuzu görüyorsunuz.. Yani kısaca hem iç hem dış motivasyonum tavan yapmış durumda 🙂
-Nilay:Dünyanın insan eliyle kirletildiğine, yok edildiğine inanıyorum. Çünkü üretim ve tüketim dengesi yok. Haddinden fazla yapılanmalar, yok edilen ormanlar, doğal yaşam alanları… Bundan etkilenen onlarca canlı var. İnsan en azından konuşarak derdini anlatabiliyor ama hayvanların böyle bir şansı yok. Bir de bizim gibi gelişmekte olan ülkeler diye adlandırılan oysa bir yarısı gelişmeye direnen bir ülkede hayvanlara uygulanan şiddet, duyulan umursamazlık ne yazık ki ileri düzeylerde. İşe belki de en kötüsünden başlamak gerek. En büyük motivasyonum bu. Ben bir cerrahım . 11 yıllık meslek hayatımda elbet işe yaramışımdır ama ben en çok bizim barınakta işe yaradığımı hissediyorum 🙂
–Güneş: Beni motive eden en önemli unsur, tabiata karşı hissettiğim bağlılık, sorumluluk ve sevgi. İkinci olarak, şehir merkezinde yaşamaktan pek memnun değilim, haftada bir gün de olsa RM’yi ziyaret etmek güzel bir mola oluyor. Üçüncüsü de, elbette tüm canlarımız birbirinden tatlı, hepsini çok seviyorum lakin benim için yeri ayrı olan İnek, Zeus, Kaplan, Cevdet, Ela, Badem, Sürmeli gibi arkadaşlar var, onları çok özlüyorum.
+Ben: Geldiğinizde zaman zaman ağır işler yapıyor, köpek gezdirmek için kilometrelerce yol yürüyorsunuz. Haftasonunuzda dinlenmek için ilginç bir yöntem değil mi?
–Nilay: Spa merkezlerini denedim etkisi kısa sürdü. Yoga yapayım dedim uyuyakalmışım. Demek ki kişiden kişiye terapi yöntemi değişiyor. Barınak benim için uyuyakalmadığım yorulup akşamında mutlu uykuya daldığım ve çok sevdiğim köpeklerle doyasıya sevgiyi paylaştığım yer olduğu için dinlenmek adına burayı seçtim 🙂
-Güneş: İlginç bir yöntem, aslında akıl işi değil yaptığımız. Ama hayatı zenginleştiren deneyimler oluyor tüm RM ziyaretleri. Bir de ben fiziksel güç kullanılarak yapılan işleri seviyorum, o yüzden yorgunluğu önemsemiyorum. Ayrıca yorulanlar için çaylı çorbalı, kekli börekli, bol muhabbetli, Foto Fahir’li teneffüs aralarımız var, daha ne olsun!
–Duygu: Ben şahsım adına yaptığım işlerin çok ağır olduğunu düşünmüyorum. Bazen iş yetişmeyince hepsiyle ilgilenemediğime üzülüyorum o kadar. Yoksa ne yaptığımızı ne için yaptığımızı o kadar iyi biliyorlar, mutluluklarını o kadar güzel belli diyorlar ve öyle büyük seviyorlar ki… Kafam ve kalbim RM’ye gittiğim sürece haftasonu yorgunluğu nedir bilmiyor.
+Ben:RMde yaşadığınız en ilginç anlardan birini paylaşır mısınız?
-Güneş:Bu kadar can bir arada olunca haliyle RM’de her gün yeni bir ilginçliğe gebe aslında. Sanırım beni en çok şaşırtan bebek köpüşlerimizin birkaç hafta içerisinde ne kadar büyüdüklerini görmek oldu. Cidden bu hayvanlar nasıl bu kadar çabuk büyüyorlar yahu? Biz daha göbüşe doyamadan hoop bakıyoruz kocaman olmuş sıpalar.
–Nilay: Bir Pazar akşamı konteynerlardan birinde iki üç köpüşe sarılıp katalitik sobanın ısısıyla mayışmışken birden dışarda hangi kopek kaldı paniğine kapılıp -Aycan nerede diye sorup sonra Aycanın sağ kolumun altında yattığını farkettiğim andı . Aycan da farkedilmeyecek kadar küçük bir bebek değil biliyorsunuz 🙂 Bu anın fotoğrafı da var hatta 🙂
–Duygu: Aslında Diva ile ilk görüşte aşk hikayemiz var ama o aramızda 😉 RM’ye ilk geldiğim yıllarda Alacaatlıda çok geniş bir alan etrafında köpekler 20’li-30’lu gruplar halinde kalıyorlardı. Zekiye abla ile tellere ilk girdiğimde kış ayı ege robin ateş çomar nata vega ve diğerleri dahil tabii hepsinin üstüme atlayıp beni çamura yatırmalarını, öpücük delisi yapmalarını, nefes alamayışımı, zekiye ablanın gülme krizine girip kızım seni severek yiyecekler bu anları ölümsüzleştirmem gerek deyip beni fotoğraflamasını, ne çamur ne soğuk ne parçalanan tokamın hiç önemli olmadığını, aradan yıllarda geçse de hala aklıma geldiğinde ya da fotoğrafları gördüğümde yüzümün gülümsemesini hiçbir şeye değişemeyeceğim güzel bir anıydı benim için.
+Ben: Gönüllülerin sadece patililerle değil birbirleriyle ilişkisi de önemli bir unsur. Yeni gelecekler için bir ipucu olsun. Nasıl bir ortam onları bekliyor?
–Duygu: Hiç birbirini tanımayan, farklı yapılarda, bambaşka hedeflerde, apayrı kulvarlarda ortak bir amaç için bir araya gelebilen nadir insanlar olduğumuzu düşünüyorum. Burada gönüllülük esas!!! Zorunluluk yok, yarışlar, hırslar, kıskançlıklar, söz konusu bile değil. Yeteneklerin bile burada ortaya çıkıyor. Mesela ben susuzlukla başa çıkmayı, çetin doğa koşullarını kısıtlı imkanlarla ne güzellikler yaratılabileceğimi öğrendim. Doğum günlerimiz yılbaşı partilerimiz açık havada çay pasta börek saatlerimiz yazın köpeklerle hamak sefamız kışın kar savaşımız hepsi ayrı bir güzel. Her hafta aynı aşkla karşılanıyorsunuz… Burada kötü hiç bir şeye yer yok RM’de gerçekten güldüğünüzü mutlu olduğunuzu huzur duyduğunuzu hissediyorsunuz ve bundan kimse rahatsız olmuyor.
–Güneş: RM’ye geldiğim ilk gün, ilk defa karşılaştığımızda, Zekiye Abla hiçbir soru sormadan, hiçbir şey söylemeden beni kucaklayıp öptü. Sanırım beni buraya bağlayan en önemli nedenlerden biri de bu sıcaklık ve dahil edilme hali oldu.
Hepimiz içimizde benzer bir sorumluluk (ya da eksiklik) hissederek, benzer bir arzunun ve yönelimin peşinde burada buluştuk. Bu buluşmanın nadirliğinin, dolayısıyla ne kadar kıymetli olduğunun da farkındayız. Tek başımıza gücümüzün yetmeyeceğini bildiğimiz bir şeyi toplu olarak yapabilmenin verdiği mutluluk ve güven var. Uyum ve sevgi ile çalışıyoruz. Ve birbirimize bağlıyız.
–Nilay: Gönüllülerin çoğu ya arkadaşım ya da arkadaşımın arkadaşları. Yeni tanıdıklarım da eski dostlarımmış gibi geliyor. Hayata aynı yerden bakan insanlar olmasak her hafta aynı yerde buluşuyor olmazdık. Gelecek herkes kendini sıcak ve dürüst bir ortamda bulacak.
+Ben: Zekiye-Fahir Köklü çiftini 3 kelimeyle tanımlar mısınız?
–Güneş: Tam bir denk düşme örneği.
–Duygu: Üç kelime nedir ki liste çok uzun aslında da madem üç kelime…Sevgi-AŞK-Fedakarlık
-Nilay: Bay ve Bayan Don Quixote (Don Kişot)
Benim için ilham kaynağı olan iki insan
Elini ağır bir taşın altına koymuş sabır ve sebat dolu bir çift
+Ben: Son mesajlarınızı alalım:)
-Duygu: RM’de siz istemesiniz de, farkında olmasanız da Mutluluk gerçekten yakanıza yapışıyor. (Mutlu Bir Hayat Yaşamak İstiyorsanız Hayatınızı Bir Amaca Bağlayın, Kişilere veya Eşyalara Değil. Albert Einstein) Ve benim amacım nefes alan alabilen her canlının nefes almaya devam edebilmesi. Allah herkesin kalp gözünü açık tutsun…
-Nilay: Gelin ve neler yapabileceğimizi görün 🙂
-Güneş: Ben son söz olarak olası ziyaretçilerimize sesleneyim:
Gündelik hayatınız karmakarışık olabilir, her şey kötü gidiyor olabilir, bunalmış olabilirsiniz, üzgün olabilirsiniz, huzursuz olabilirsiniz, kendinizi doğaya karşı sorumlu hissediyor ancak hiçbir şey yapamadığınız için suçluluk duyuyor olabilirsiniz, mutsuz olabilirsiniz. Ama herkes yaşamı yeniden sevebilir ve bir şeyleri değiştirmek bizim elimizdedir.
Merkezimizi ziyaret edin, köpeklerin hikayelerini dinleyin, nereden nereye geldiklerini görün. Eminim burası hayvan dostlarımıza olduğu kadar size de yeni bir umut kaynağı olacak.
Daha fazla söze gerek yok sanki:)
Gönüllülerimizi konuşturmaya devam edicez. Bizimle kalın:)